Büyükada' da denize nazır bir çatı katında dalgaların sesini dinleyerek karşı kıyının ışıklarına göz kırpıyorum pencerenin pervazında otururken. Elimde telefon, yazı yazmak için onun cılız ışığından yararlanmaya çalışıyorum. Ben şu an maalesef karşı kıyıyı görüyorum. Başka bir deyişle şehrin ışıklarını... Yalnız bu pencere sahile ve yan evin bahçesine bakıyor. Çok güzel... Yandaki ev müstakil. Bahçesi evin bir önünde ayrı diğer önünde ayrı alabildiğine uzanıyor. Denize bakan kısmında önce bahçe sonra havuz ve en son denize giden bir iskele var; fakat denildiğine göre havuzun altında ayrıca bir ev daha var müştemilattan bozma. Bahçe ve havuz yer yer ışıklandırılmış. Benim kaldığım evin etrafı balkonla çevrili; ama pencereden balkona atlayamıyorum; çünkü sineklik monte edildiği yerlerden inatla kımıldamıyor; fakat salondan balkona geçiş var. Evin etrafını bu şekilde gezebilirsiniz. Ayrıca salonun baktığı balkondan Sedef Adası görülüyor. Evin bu kısmı şehre bakmadığından bana daha hoş geliyor. Ablamın arkadaşı burada yaz kış kalıyor. Kalınır kesinlikle. Kışları ayrı bir güzeldir; ama bahar da görülmeye değerdir. Kısacası burası bir harika. Az insanlı, bol yeşillikli, denizle iç içe, yakamoz, ay, bulutlar, diğer adalar... Beni buraya temelli çağıran bir şey var.
(.............................)
Bahçede havuzun kenarında bir kedi, gökyüzünde şimşekler; ama deniz inadına sakin, ay inadına parlak ve bütün bu manzara bir battaniye gibi sımsıkı sarmalıyor seni, kucaklıyor adeta güvenle. Pis insanların pis oyunları karşı sahilin ışıklarıyla vücut buluyor. Binlerce sokak, binlerce hayat, binlerce yalnızlık, binlerce tuzak... Hepsini karşı sahilde bırakıp bu sahili güvenli bir liman gibi mesken edinmişsin kendine. Huzurun kolları koruyor şimdi seni tüm kötülüklerden.
Gökyüzünde, çam ağaçlarının hemen üstünde asılı gibi duran parlak yıldız bana göz kırpacakken onun başka semalara doğru gitmekte olan bir uçak olduğunu görüyorum ve hemen o anda aklıma şunlar geliyor: Gezgin yıldız, göçebe yıldız...
Artık yatma vakti.
(.............................)
Bahçede havuzun kenarında bir kedi, gökyüzünde şimşekler; ama deniz inadına sakin, ay inadına parlak ve bütün bu manzara bir battaniye gibi sımsıkı sarmalıyor seni, kucaklıyor adeta güvenle. Pis insanların pis oyunları karşı sahilin ışıklarıyla vücut buluyor. Binlerce sokak, binlerce hayat, binlerce yalnızlık, binlerce tuzak... Hepsini karşı sahilde bırakıp bu sahili güvenli bir liman gibi mesken edinmişsin kendine. Huzurun kolları koruyor şimdi seni tüm kötülüklerden.
Gökyüzünde, çam ağaçlarının hemen üstünde asılı gibi duran parlak yıldız bana göz kırpacakken onun başka semalara doğru gitmekte olan bir uçak olduğunu görüyorum ve hemen o anda aklıma şunlar geliyor: Gezgin yıldız, göçebe yıldız...
Artık yatma vakti.
8.Ağustos.2009/Cumartesi
03.13
03.13
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder